Hikayeler

Büşra Ün

Rio olimpiyatlarında Türkiye’yi temsil eden milli tenisçimiz Büşra Ün, şimdi Tokyo olimpiyatlarına hazırlanıyor. Paralimpik oyunlara katılan ilk kadın tenisçimiz, 2009’dan bu yana da Türkiye şampiyonumuz.

6,5 aylıkken farkedilen tümörün ardından 2 yıl kemoterapi görmüş. Tümörün sinirlere verdiği hasarla belden aşağısını hissetmeyen Büşra için Türkiye’de tekerlekli sandalyede olmanın farkındalık geliştirilmesi gereken bir konu olduğu, okul yıllarında yaşadıklarıyla yerleşmiş. İlkokul 5. sınıfa kadar annesiyle okula gelirken, Büşra’ya özgürlüğünü veren, cesaretlendiren yine annesi olmuş. Bir gün İzmir’de antrenmanına toplu taşıma ile yalnız gidebileceğini söyleyen annesi, Büşra’yı yüksek lisansını Londra’da okumaya, şampiyonlukla döndüğü tenis turnuvaları için uçak/tren yolculuklarıyla yurtdışına gitmesi için cesaretlendirmiş.

Türkiye’de tekerlekli sandalye ile yaşamayı gündelik hayat örnekleriyle, sokaktaki bir bakıştan, pazar yerindeki bir müşteri ya da okul alanındaki bir öğrenci olarak da paylaşıyor; hep yaşanmışlıkla, en samimi haliyle. Desenlerine tüy benzeri yapraklar ve çiçekler ekledik, çünkü Büşra taşların ardından çiçek filizlendirecek bir azim ve sabıra sahip. Uçuşan yapraklar var çünkü tekerlekli sandalyede olup da özgürlüğünü eline almış biri ama bunu nasıl yaptığını başkalarına destek için hep paylaşıyor ve topluma bu konuda düşen farkındalığı her defasında dile getiriyor. Onun hayatında bir dönüm noktası olan Londra’nın ikonik London Eye dönme dolabını tekrar ederek bir motif haline getirdik. İki desene de lila, pembe hakim çünkü lila saçlı sporcumuz için bu renk Tokyo olimpiyatlarını temsil ediyor ve saçında bu rengi taşıyarak antrenmanlarını sürdürüyor.

İlk sponsorluğunu kendisinin de fanatiği olduğu Galatasaray taraftarlarının desteğiyle kazandığını biliyor muydunuz? Bu yüzden Galatasaray’ın sarı/kırmızı 4 yıldızını çizdik. Tenis kortları ve üzerinde adı/soyadı yazan kasket ve vizör şapkaları deseninde olmalıydı. Tüm başarıları için, “Perde arkası çok farklı” diyerek, hiçbir şeyin gözüktüğü gibi olmadığını ve her hikayenin arkasında tahmin bile edemeyeceğimiz olağanüstü bir mücadelenin olduğunu hatırlatıyor.